Şiir Bilgisi
ŞİİR BİLGİSİ
A. Şiirde Ahenk Unsurları
1. ARUZ ÖLÇÜSÜ:
Aruz Ölçüsünün Özellikleri:
a. İmale: Kısa heceyi ölçüye uydurmak için uzun okumaya denir.
b. Zihaf: Arapça ve Farsça kelimelerde uzun hecenin vezin gereği kısa okunmasına denir.
c. Med: Bir uzun heceyi bir buçuk hece değerine dönüştürmeye denir.
d. Ulama: Sonu ünsüzle biten bir kelimenin kendisinden sonra ünlüyle başlayan bir kelime geliyorsa, ünsüzle biten kelimenin son harfi ünlüyle başlayan kelimeye eklenerek birinci kelimenin son hecesi kapalı durumdan açık duruma getirilir. Örnek: (Makas Almak)
2. HECE ÖLÇÜSÜ:
Mısralarda hece sayısın eşitliğine dayanan vezin çeşididir. Türk şiirinin milli ölçüsüdür.
Hece veznini iki temel özelliği vardır:
a. Şiirin bütün mısralarında hece sayısı eşit olmalıdır. Hece sayısı şiirin kalıbını gösterir. Mesela sekiz heceli mısralarla meydana gelen bir şiirin kalıbı “sekizli”dir.
b. Dizenin belli bölümlere ayrılmasına “duraklam” bu bölümlere “durak” denir. 4+4+3=11’li, 4+4=8’li, 6+5=11’li hece ölçüsüdür
Örnek:
Gözü yolda + kalan var = 7’li
4 3
-
Gidiyorum gündüz gece
4 + 4 = 8'li
6 5
3.Serbest Ölçü
Herhangi bir ölçüye bağlı kalınmayan ölçüdür.
KAFİYE (UYAK)
Mısra sonlarında bulunup yazılış ve okunuşları aynı, anlam veya görevleri farklı olan kelime ve eklerin benzerliğine kafiye denir.
Örnek:
Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü g-ül-dü
Sokaklardan caddeye doğru sesler dök-ül-dü
*Yukarıdaki mısralarda –ül sesleri kafiye oluşturmuştur.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol
Bu dizelerdeki “yol” ve “kol” sözcüklerinde “-ol” sesleri benzerdir. Dize sonundaki bu iki ses benzerliği kafiyeyi oluşturmuştur.
NOT: Kafiye, daima kelimenin kökünde veya gövdesinde aranır. Mısra sonlarındaki Kelimelerin kök veya gövdesi bulunduktan sonra burada bulunan ses benzerlikleri kafiyeyi verir.
Redif
Dize sonlarındaki yazılışları, görevleri ve anlamları aynı olan ek, sözcük ya da sözcük gruplarına redif denir. Redif, sadece eklerden oluşmaz. Hem ek hem sözcükten, hatta sözcük gruplarından da oluşabilir.
* Redif genellikle kafiyeden sonra gelir. Kafiyeden sonra redif olmayabilir.
Örnek:
Her sabah başka bahar olsa da ben uslan-dım
Uğramam bahçelerin semtine gülden yan-dım
Yukarıdaki dizelerde “–dım” ekleri aynı görevli odluları için rediftir. “-an” sesleri ise kafiyedir. Dikkat edilirse redif kafiyeden sonra gelmişti.
-
KAFİYE ÇEŞİTLERİ
1- Yarım Kafiye:
– Tek ses benzeşmesine dayanan kafiyeye yarım kafiye denir.
Benim çektiğimi kim çeker,
Gözlerinden kanlı yaş döker.
Bulanık bulanık akar,
Dağların seliyim şimdi.
(“-er“: Redif | “-k“: Yarım Kafiye)
-
-
2- Tam Kafiye:
– İki ses benzeşmesine dayanan kafiyeye tam kafiye denilir.
Örnek:
Orhan zamanından kalma bir duvar
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
(“-ar“: Tam Kafiye)
-
-
3 - ZENGİN KAFİYE
Mısra sonlarında üç veya üçten fazla sesin benzerliği ile oluşan kafiye türüdür.
Örnek:
Küçükken derdi ki da-dım
Çoğu gitti azı kaldı
Büyüdüm ihtiyarla- dım
Çoğu gitti azı kaldı
Yukarıdaki mısralarda “-dım” sesleri zengin kafiye, “Çoğu gitti azı kaldı” mısraları da rediftir.
4- Tunç Kafiye:
– Kafiyedeki kelimelerden birinin, diğerini içinde aynen bulunması yani tekrar edilmesiyle oluşan kafiyeler tunç kafiye denir.
-
Örnek:
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
(“-aşarım“: Tunç Kafiye)
-
Örnek:
Bursa’da bir eski cami avlusu,
Mermer şadırvanda şakırdayan su.
(“-su“: Tunç Kafiye)
-
5- CİNASLI KAFİYE
Yazılışları ve okunuşları aynı oldukları halde anlam ve görevleri farklı olan kelimelerin tekrarı ile oluşan kafiye türüdür.
Örnek:
Madem çoban değilsin
Arkandaki sürü ne
Beni yârdan ayıran
Sürüm sürüm sürüne
Yukarıdaki dizelerde “sürü ne” ve “sürüne” yazılışları aynı, ama anlamları farklı sözcüklerdir. Bu yüzden bu sözcükler cinaslı kafiyeyi oluşturmaktadır.
-
KAFİYE ŞEMASI
DÜZ KAFİYE: aaaa/aaab/aabb
ÇAPRAZ KAFİYE: abab
SARMAL KAFİYE: abba
-
ŞİİR TÜRLERİ
Hiç yorum yok
Sizleri daha ilerilere taşıyabilmek için burdurdayız