Kurtuluş Savaşı Cepheleri
Doğu Cephesi
– I. Dünya Savaşı’nın Kafkasya Cephesinde Rusların kışkırtması sonucu Türk köylerini basan Ermenilerin faaliyetlerine son vermek amacı ile Osmanlı Devleti Tehcir Kanunu‘nu çıkarmıştır.
– Sevr Barış Antlaşması’nın öncesinde Ermeni saldırıları artmaya başlamış bunun üzerine TBMM’de yapılan görüşmeler neticesinde Ermenilere karşıharekete geçilmesi kararlaştırılmıştır.
– Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir’in 28 Eylül 1920’de başlattığı harekat sonucunda; 29 Eylül’de Sarıkamış, 30 ekim’de KArs, 7 Kasım’da Batum kurtarılmıştır. Türk birliklerinin Gümrü’ye ulaşması ile daha fazla dayanamayacağını anlayan Ermeniler barış istemek zorunda kalmıştır.
– Kazım Karabekir’in isteklerini kabul eden Ermeni kuvvetleri Gümrü’yü boşaltarak çekilmişdir. Ancak TBMM’nin verdiği notaya karşı çıkan Ermenilerle yeniden çatışma başlamıştır.
– Türk kuvvetleri karşısında tutunamayan Ermeniler, yeniden barış istemek zorunda kalmışlar ve Gümrü Antlaşması imzalanmıştır.
Güney Cephesi
– Fransa ve Ermenilere karşı halk kendi imkanları ile mücadele etmiştir.
– İtalyanlar, Ege bölgesinin Yunanlılara verilmesinden dolayı Kuvay-ı Milliye destek vermiştir.
– İtalyanlara karşı herhangi bir direniş olmamış ve cephe açılmamıştır.
– Urfa ve Maraş TBMM açılmadan önce kurtulmuştur.
– Batı Cephesinde kazanılan Sakarya Savaşı sonucunda Fransa ile imzalanan Ankara antlaşması ile kapanmıştır. (20 Ekim 1921)
– Hatay misak-ı millinin dışında kaldığından güney sınırının kesin olarak çizilmesi 1939’da Hatay’ın anavatana katılması ile olmuştur.
Batı Cephesi
– Milli Mücadele’de sıcak çatışmaların en yoğun geçtiği cephe, Batı Cephesi’dir.
– Bu cephedeki savaşlar İzmir’in 15 MAyıs 1919 işgal edilmesiyle başlamıştır. TBMM’nin kurduğu düzenli orduların mücadele ettiği ilk cephedir.
– İlk olarak Ayvalık- Edremit hattında Yunan kuvvetlerinin başlattıkları ağır saldırıyı Kuvayımilliye birlikleri önleyememiş, birçok önemli noktayı işgal eden Yunanların hızlı ilerleyişi devam etmiştir.
I. İnönü Savaşı
Yunanlılar
– Sevr-i TBMM’ye kabul ettirebilmek,
– Eskişehir’i alıp Ankara’ya ulaşarak milli mücadeleyi sona erdirmek,
– Gücünü göstererek itilaf devletlerinden daha fazla yardım sağlamak,
– Çerkez Ethem’in isyanından faydalanmak gibi amaçlarla harekete geçmişler, İnönü mevkiinde mağlup olarak geri çekilmişlerdir. Hemen arkasından Çerkez Ethem mağlup edilmiş, Yunanlılar’a sığınmıştır.
Sonuçları
– TBMM’nin kurduğu düzenli orduların ilk zaferidir.
– Düzenli ordu çalışmaları sona ermiş milli birlik ve bütünlük sağlanmıştır.
– Halkın kendisine ve düzenli orduya duyduğu güven artmıştır.
– Teşkilatı Esasiye kabul edilmiştir. (20 Ocak 1921)
– Londra konferansı toplanmıştır (23 Şubat – 12 Mart 1921)
– İstiklal Marşı kabul edilmiştir. (12 Mart 1921)
– Afganistan ile dostluk antlaşması imzalanmıştır. (1 Mart 1921)
– Ruslar’la Moskova Antlaşması imzalanmıştır. (16 Mart 1921)
– İsmet Bey generalliğe yükselmiştir.
– İstiklal mahkemeleri kaldırılmıştır.
Londra Konferansı
I. İnönü Savaşı’nın kazanılması üzerine İngilizler de TBMM gerçeğini kabul etmek zorunda kaldılar.
İtilaf Devletleri, İstanbul Hükümeti’ni Londra Konferansı’na davet ettiler. İstanbul Hükümeti’nin göndereceği delegeler arasında Mustafa Kemal’in ya da Mustafa Kemal’in yetki verdiği birisinin de yer almasını istediler. Bu davranışlarıyla TBMM Hükümeti’ni tanımadıklarını göstermek istemişlerdir.
Sonuçları
– İtilaf Devletleri, TBMM Hükümeti’ni konferansa çağırmakla onun varlığını hukuken tanımışlardır.
– Sevr Barış Antlaşması’nın çeşitli hükümleri tartışma konusu yapılmaya başlamıştır.
– TBMM Hükümeti, bu konferanstan önemli sonuçlar beklemiyordu. Fakat konferansa katılmakla “Türkler barış görüşmelerine yanaşmıyorlar, savaşı uzatıyorlar” şeklindeki propagandanın önlenmesi sağlanmıştır.
– Londra Konferansı’nın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Anadolu’da Yunan saldırısı yeniden başladı. Bu durum II. İnönü Savaşı’na neden olmuştur.
– Londra Konferansı sonrasında TBMM temsilcisi Fransa, İngiltere ve İtalya ile ikili antlaşmalar yaptı. Fakat bu antlaşmalarda “devletlerin eşitliği” ilkesine uyulmamıştır. Yapılan antlaşmalar TBMM tarafından onaylanmadığından yürürlüğe girmemiştir.
İstiklal Marşı’nın Kabulü
TBMM’nin açtığı ödüllü yarışmaya istemeyerek de olsa katılan Mehmet Akif “Kahraman Ordumuza” hitaben yazdığı şiirle birinci gelmiştir.
II. İnönü Savaşı (23 – 1 Nisan 1921)
I. İnönü Savaşı’ndan kısa bir süre sonra Yunanlılar yeniden saldırıya geçtiler. Yunan saldırısının başlamasında:
- Londra Konferansı’ndaki barış tekliflerinin TBMM Hükümeti tarafından kabul edilmemesi
- İngilizlerin yeni bir saldırı konusunda Yunanlıları teşvik etmeleri
- Yunanlıların Türk ordusunun teşkilatlanmasına fırsat vermeden Eskişehir ve Afyon’u almak, Ankara üzerine yürüyerek TBMM’yi dağıtmak istemeleri
- Sevr Antlaşması’nın TBMM’ye kabul ettirilmek istenmesi
etkili olmuştur.
II. İnönü Savaşı’nın kazanılmasıyla:
- Halkın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne olan güveni artmıştır.
- İtalyanlar, Anadolu’da işgal ettikleri yerleri boşaltmaya başlamışlardır (5 Temmuz 1921).
- M. Kemal Paşa, İsmet Paşa’ya bir telgraf çekerek tebrik etmiş ve; Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin ters alınyazısını da (makus talihini de) yendiniz.” demiştir.
Eskişehir – Kütahya Savaşları (10 – 24 Temmuz 1921)
Yunan saldırısının amacı; TBMM Hükümeti’ni dağıtarak kesin sonucu elde etmekti. Bütün güçleriyle hazırlanan Yunan ordusu geniş bir cephe üzerinde saldırıya geçti.
Bu cephe İnönü’den Afyon’a kadar uzanıyordu. Türk ordusu henüz II. İnönü Savaşı’nın yorgunluğunu üzerinden atamadığından Yunan kuvvetleri karşısında başarılı olamadı.
Üstün kuvvetlerle yapılan Yunan saldırısı karşısında Türk kuvvetleri yenilgiye uğradı. Bu gelişmeler üzerine Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa’ya “Sakarya’nın doğusuna çekilmesi” tavsiyesinde bulundu. Bunun üzerine Türk ordusu Sakarya nehrinin doğusuna çekildi.
Başkomutanlık Kanunu’nun Çıkarılması
TBMM, Meclisin sahip olduğu yetkileri şahsında toplamak ve Meclis adına uygulamak üzere Mustafa Kemal Paşa’ya üç ay süreyle Başkomutanlık yetkisi veren kanunu kabul etti (5 Ağustos 1921). Başkomutanlık Kanunu’nun çıkarılmasıyla Mustafa Kemal Paşa;
- TBMM’ye ait olan “yasama ve yürütme” yetkilerini doğrudan kullanmaya başladı.
- İstiklâl Mahkemelerinin de kendisine bağlanmasıyla “yargı” yetkisine de sahip oldu.
- Erzurum Kongresi’nde askerlik mesleğinden ayrılan Mustafa Kemal Paşa, milli irade ile başkomutan oldu.
Tekâlif-i Milliye Emirleri (7 – 8 Ağustos 1921)
Mustafa Kemal Paşa başkomutan olduktan sonra Türk ordusunu yapılacak yeni savaşa hazırlamak amacı ile çalışmalara başladı. Ordu asker sayısı olarak yetersiz olduğu gibi silah ve teçhizat bakımından da çok zor durumda idi. Bundan dolayı Mustafa Kemal Paşa, Tekalif-i Milliye Emirlerini yayınladı. Çıkartılan kanun ile Türk ordusunun ihtiyaçlarının karşılanması ve savaş gücünün artırılması amaçlanmıştır.
Sakarya Meydan Savaşı (23 Ağustos – 12 Eylül 1921)
Yunan kuvvetleri 22 Ağustos 1921’de Sakarya nehrini geçerek Türk kuvvetleriyle karşılaştılar.
22 gün gece ve gündüz devam eden savaş 13 Eylül 1921’de Türk ordusunun zaferiyle sona ermiştir.
Sakarya Savaşı’nın Sonuçları
- 1683 Viyana bozgunu ile başlayan Türk gerileyişi Sakarya’da sona ermiştir.
- Türk ordusu ilk defa savunma durumundan taarruz durumuna geçmiştir.
- TBMM ile Kafkas Cumhuriyetleri arasında Kars Antlaşması yapılmıştır (13 Ekim 1921).
- Kars Antlaşması ile Türkiye’nin Doğu sınırı kesinlik kazandı.
- Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalanmıştır (20 Ekim 1921).
- Yunanlılar taarruz gücünü kaybettikleri gibi, İngiltere desteğinden de mahrum kalmışlardır.
- İtilaf Devletleri TBMM’ye ateşkes ve barış teklifinde bulunmuşlardır.
Büyük Taarruz
26 Ağustos 1922’de taarruz başladı. 27 Ağustos’tan itibaren Türk ordusunun üstünlüğü eline geçirmesi üzerine Yunan kuvvetleri geri çekilmeye başladı.
Aslıhanlar bölgesinde yapılan bu savaşa Dumlupınar Meydan Savaşı denilmiştir. 30 Ağustos 1922 tarihinde de Yunan kuvvetlerinin tamamen yok edildiği ve Başkomutan Mustafa Kemal’in doğrudan yönettiği savaşa Başkomutanlık Savaşı denilmiştir. Yunan kuvvetlerinin yeni bir savaş hattı oluşturmalarına engel olmak amacıyla Mustafa Kemal Paşa, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri!” emrini verdi. Yunan kuvvetleri İzmir’e doğru kaçarken Türk ordusu 6 Eylül’de Balıkesir, 8 Eylül’de Manisa, 9 Eylül’de İzmir’e girdi. 17 Eylül’de ise Bandırma’ya ulaştı. 18 Eylül 1922 tarihinden itibaren Anadolu’da artık hiçbir Yunan kuvveti kalmamıştır.
Büyük Taarruz’un Sonuçları
- Milli mücadele başarıya ulaşmıştır.
- Anadolu’da İtalyan ve Fransız işgalinden sonra Yunan işgali de sona ermiştir.
- Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası başarıyla tamamlanmıştır.
- Türk ordusu Çanakkale ve İzmit civarında İngiliz kuvvetleri ile karşı karşıya gelmiştir.
- İçte milli birlik ve bütünlük sağlanmıştır.
Antlaşmalar
Sevr Antlaşması
– İtalya’nın San Remo kentinde yapılan konferansta antlaşmanın maddeleri belirlendi.
– Osmanlı devleti idarecileri 433 maddeden oluşan Sevr Antlaşması’nı başlarda kabul etmedi.
– Bunun üzerine Yunanlar İngiltere’nin emriyle Sevr’in kabul edilmesi için “Milne Hattı”nı geçerek bursa ve Uşak’ı işgal etti.
– Bu gelişmeler üzerine Saltanat Şurası toplanarak antlaşmaya onay verdi. Antlaşmayı onaylamak için Reşat Halis, Bağdatlı Hadi Paşa ve Rıza Tevfik beyler Fransa’nın yakınlarındaki Sevres kasabasına gitmişlerdir.
– Osmanlı Devketi imzaladığı son antlaşma Sevr’dir. İleride Sevr’in yerine Lozan Barış Antlaşması imzalanacaktır.
Maddeleri
1.Sınırlar (madde 27-36): Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya’nın büyük bölümü Yunanistan’a, Ceyhan, Antep, Urfa, Mardin ve Cizre kent merkezleri Suriye’ye bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak kalacak;
2.Boğazlar (madde 37-61): İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlar’da deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletler’in donanmalarını yardıma çağırabilecek;
3.Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat’ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti’ne bağımsızlık için başvurabilecek
4.İzmir (madde 65-83): Yaklaşık olarak bugünkü İzmir ili ile sınırlı alanda Osmanlı İmparatorluğu egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan’a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan’a katılması için plebisit yapılacak;
5.Ermenistan (madde 88-93): Osmanlı Ermenistan Cumhuriyeti’ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecek (Başkan Wilson 22 Kasım 1920’de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan’a verdi.)
6.Arap ülkeleri ve Adalar (madde 94-122): Osmanlı savaşta veya daha önce kaybettiği Arap ülkeleri, Kıbrıs ve Ege Adaları üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek;
7.Azınlık Hakları (madde 140-151): Osmanlı din ve dil ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarına eşit haklar verecek, tehcir edilen gayrimüslimlerin malları iade edilecek, azınlıklar her seviyede okul ve dini kurumlar kurmakta serbest olacak, Osmanlı’nın bu konulardaki uygulamaları gerekirse Müttefik Devletler tarafından denetlenecek;
8.Askeri Konular (madde 152-207): Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri kuvveti, 15.000’i jandarma olmak üzere 55.000 personelle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesi’nde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecek;
9.Savaş Suçları (madde 226-230): Savaş döneminde katliam ve tehcir suçları işlemekle suçlananlar yargılanacak;
10.Borçlar ve Savaş Tazminatı (madde 231-260): Osmanlı İmparatorluğu’nun mali durumundan ötürü savaş tazminatı istenmeyecek, Türkiye’nin Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefiklerarası mali komisyonun denetimine alınacak;
11.Kapitülasyonlar (madde 260-268): Osmanlı’nın 1914’te tek taraflı olarak fesh ettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacak;
12.Ticaret ve Özel Hukuk (269-414): Türk hukuku ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletler arasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecek; iş ve işçi hakları düzenlenecek.
Gümrü Antlaşması
– Çıldır Gölü ve Aras Nehri sınır kanul edilecek.
– Ermeniler, Sevr’deki isteklerinden vazgeçecek ve Misakimilli’yi tanıyacak.
– 1915 Tehcir Kanunu ile göç ettirilen Ermenilerden suça karışmamış olanlar Anadolu’ya geri gelebilecek.
Önemi:
.TBMM’nin uluslararası alanda imzaladığı ilk antlaşmadır.
.İlk defa bir antlaşma metninde “Türkiye” ifadesi kullanılmıştır.
Batum Antlaşması
Ermenilerin Gümrü Antlaşması’yla bölgeden çekilmesiyle, Posof Harekatı’ndan sonra 23 Şubat 1921 tarihinde Gürcistan ile Batum Antlaşması yapılmış, bu antlaşma ile Ardahan, Artvin ve Batum Gürcüler tarafından başlatılmıştır.
Türk- Afgan Dostluk Antlaşması
Moskova’da Ruslar’la görüşmeler sürerken, Afganistan ile bir dostluk antlaşması imzalanmış, birbirlerini tanımışlar ve yardımlaşma sözü vermişlerdir.
Not : TBMM’yi tanıyan ilk Müslüman Asya devletidir.
Moskova Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması
I. İnönü Savaşı’nda Yunanlılara karşı kazanılan başarı, TBMM temsilcisinin Londra Konferansı’na çağrılması ve Rusya’nın TBMM ile Anlaşma Devletleri’nin yakınlaşmasından endişe etmesi Moskova Antlaşması’nın imzalanmasına ortam hazırlamıştır (16 Mart 1921).
Moskova Antlaşması’yla;
– İlk defa büyük bir devlet TBMM’yi tanımıştır.
– Sovyet Rusya, Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk Avrupa devleti olmuştur.
– Sovyet Rusya, Sevr Antlaşması’nı tanımadığını ilan etmiştir.
– Her iki devlet de kendilerinden önceki döneme ait antlaşmaların geçersiz olduğunu bildirmiştir.
– Batum Gürcistan’a, dolayısıyla Sovyet Rusya’ya bırakıldı. Buna karşılık Sovyetler, Kars ve çevresinin yeni Türk Devleti’ne ait olduğunu kabul ettiler. Dönemin olağanüstü şartlarından dolayı Batum Gürcistan’a bırakılmıştır. Bu durum Misak-ı Milli sınırlarından verilmiş ilk tavizdir.
Kars Antlaşması
I. İnönü Muharebesi sonrasında Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalanmış ancak bazı pürüzlere net çözüm getirilememişti.
Sakarya Muharebesi bu problemlerin çözümünde etkili olmuş ve TBMM ile Kafkas cumhuriyetleri (Ermenistan-Gürcistan-Azerbeycan) arasında KArs Antlaşması imzalanmıştır.
Sovyet Rusya’nın bu antlaşmanın imzalanmasında rol oynamasının temelinde kendine bağlı topluluklar üzerinde etkinliğini devam ettirme iteği yatmaktadır.
Moskova Antlaşması’nın tekrarı niteliğinde olan Kars Antlaşması ile;
* Nahcivan’a muhtariyet verilmesi,
* Taraftarlar arasında sağlık, güvenlik, ticaret ve gümrük konularında iş birliği yapılması,
* İstanbul’un güvenliğinin sağlanması ve Boğazların ticarete açılması
karar bağlanmıştır.
Ankara Antlaşması
II. İnönü’den sonra TBMM ile anlaşmak için Ankara’ya elçiler gönderen Fransa, Kütahya – Eskişehir yenilgisinden sonra bekleme yoluna gitmiş, Sakarya Savaşı kazanılınca Ankara Antlaşması imzalanmıştır.
Antlaşmaya göre;
* Fransa işgal ettiği toprakları boşaltacak
* Boşaltılan topraklarda genel af ilan edilecek
* Hatay’daki Türklere geniş haklar tanınacak ve Hatay özerk bir bölge olacak
* Fransa TBMM ve Misak-ı Milli’yi tanıyacak
* Caber kalesi Türk bayrağı altında, Türk mülkü olarak kalacaktır.
Not 1: TBMM’yi ve Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk itilaf devleti Fransa’dır.
Not 2 : Bu durum itilaf devletleri arasındaki görüş ayrılığını arttırmıştır. Güney cephesi kapanmış, buradaki askerlerimiz batıya kaydırılmıştır.
Not 3: Batum’dan sonra Hatay’ın Fransa’ya bırakılması Misak-ı Milli’den verilen ikinci tavizdir.
Mudanya Ateşkes Görüşmeleri ve Antlaşması
Mudanya Ateşkes Anlaşması’na göre:
* Türk – Yunan kuvvetleri arasındaki savaş sona erecektir.
* Yunan kuvvetleri Meriç nehrine kadar olan Doğu Trakya’yı 15 gün içinde boşaltacaklardır.
* Doğu Trakya TBMM’nin jandarma kuvvetlerine bırakılacaktır. Ancak bu kuvvetler 8.000’i geçmeyecektir.
* İstanbul, Boğazlar ve çevresinin yönetimi TBMM Hükümeti’ne bırakılacaktır. İtilaf Devletleri barış yapılıncaya kadar İstanbul’da kuvvet bulunduracaklardır.
* Barış antlaşması yapılıncaya kadar Türk silahlı kuvvetleri Çanakkale ve İzmit yarımadasında belirlenen çizgiyi geçemeyeceklerdir.
Bu Antlaşma ile;
– Türk Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası sona erdi.
– Yeniden silahlı çatışmaya girilmeden diplomatik başarılarla Doğu Trakya ve İstanbul kurtarıldı.
– İstanbul, Boğazlar ve çevresinin TBMM Hükümeti’ne bırakılması ile Osmanlı Devleti hukuken sona erdi.
Lozan Antlaşması
Lozan Konferansı’nda Alınan Önemli Kararlar
Sınırlar
Suriye Sınırı : 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Antlaşması’nda belirlenen sınırlar kabul edilmiştir.
Irak Sınırı: Musul-Kerkük sorunundaki anlaşmazlıktan dolayı sınır belirlenememiştir. Sınırın daha sonra TBMM ile İngiltere arasında yapılacak ikili görüşmelerle belirlenmesine karar verilmiştir.
Boğazlar
- Boğazların idaresi, başkanlığını bir Türk’ün yapacağı uluslararası komisyona bırakılmıştır.
- Boğazların her iki yakasında 20’şer km’lik askerden arındırılmış bölge oluşturulmuştur.
- Oluşturulan askersiz bölgeye olağanüstü bir durum yaşandığında Türkiye’nin asker sokabileceği kararlaştırılmıştır.
- Boğazlardan ticaret gemilerinin serbestçe geçmesine karar verilmiştir. Savaş gemilerine ise tonaj sınırlaması getirilmiştir.
- İstanbul’daki işgal güçlerinin şehri bir buçuk ay içerisinde boşaltmaları kararlaştırılmıştır.
Kapitülasyonlar
Lozan’ın en çok tartışılan konusu, hiç taviz verilmeden çözülmüş ve kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır.
Ermenistan Sorunu
Sevr Antlaşması ile Doğu Anadolu’da kurulmasına karar verilen Ermeni Devleti’nin kuruluşundan vazgeçilmiş ve bölgenin Türk toprağı olduğu kabul edilmiştir.
Adalar
Oniki Ada İtalyanlara, Bozcaada ve Gökçeada Çanakkale Boğazı’nı kontrol ettiği için TBMM’ye, diğer Ege adaları ise Yunanistan’a verilmiştir. Yunanistan’ın Anadolu kıyılarına yakın olan adaları askeri amaçları için kullanması yasaklanmıştır.
Borçlar
- Duyun-u Umumiye (Genel Borçlar İdaresi) kaldırılacaktır.
- Osmanlı Devleti’nden ayrılan devletlere Osmanlı borçlarından hisse verilecektir.
- Osmanlı borçlarının büyük bölümünü TBMM ödeyecektir.
- Borçlar Türk lirası olarak ve taksitler halinde ödenecektir.
Azınlıklar
XIX. yüzyıl başlarından beri Türkiye’nin başını ağrıtan azınlıklar sorunu Türkiye’deki bütün azınlıkların Türk vatandaşı kabul edilmesi ile çözümlenmiştir. Azınlıklara, Türk vatandaşlarına tanınan tüm haklar tanınmış, ayrıcalıkları ise kaldırılmıştır. Türkiye’deki en kalabalık azınlık durumunda bulunan Rumların İstanbul’dakiler hariç Yunanistan’a gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Buna karşılık Batı Trakya hariç Yunanistan’da yaşayan Türklerin Türkiye’ye gönderilmesine karar verilmiştir.
Yabancı Okullar
Türkiye’deki yabancı okulların bağlı bulunacakları rejim Lozan’da bir esasa bağlanmıştır. Buna göre yabancı okullar Türk kanunlarına ve diğer okulların bağlı bulundukları tüzük ve yönetmelik hükümlerine uyacaklardır. Türk Hükümeti bu okulların öğrenimini düzenleyecektir.
Savaş Tazminatı
Kurtuluş Savaşı’nın en büyük sorumlusu durumunda bulunan, Anadolu’nun büyük bir bölümünü tahrip eden ve Türk milletini iki yıl boyunca savaş felaketi ile karşı karşıya bırakan Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç’ı Türkiye’ye bırakmıştır.
Patrikhane
I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı boyunca azınlıklar ve dış güçlerle birlikte hareket eden Fener Patrikhanesi’nin, yabancı kiliselerle ilişki kurmaması şartı ile Türkiye’de kalması kabul edilmiştir.
Hiç yorum yok
Sizleri daha ilerilere taşıyabilmek için burdurdayız