Ekoloji
Ekoloji: Ferdi Yıldız'la
Canlıların birbirleriyle çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bilim dalına denir.
Tür: Yapı ve görev bakımından birbirine benzer organ sistemlerine sahip, verimli döller veren, ortak bir kökene sahip canlılar topluluğudur.
Populasyon: Belirli bir yaşam alanındaki aynı türe ait bireyler topluluğudur.
Habitat: Bir populasyonun doğal olarak yaşayıp üreyebildiği yerdir. Canlının adresidir.
Flora: Bir ekosistemde yaşayan tüm bitki populasyonlarına verilen addır.
Fauna: Bir ekosistemde yaşayan tüm hayvan populasyonlarına verilen addır.
Komünite: birden fazla türün oluşturduğu topluluğa denir.
Ekosistem: Canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu sisteme ekosistem denir. Su ve kara ekosistemi olarak ikiye ayrılır.
Baskın Tür: Bir ekosistemde sayıca fazla olan türdür.
Süksesyon: Belirli bir bölgedeki baskın tür değişimidir.
Biyosfer(Ekosfer):Okyanusların 1000 m derinliğine kadar ve deniz seviyesinden 6000m yüksekliğe kadar uzanan dünyanın canlı yaşamı için elverişli tabakasıdır.
Ekolojik niş: Bir organizmanın yaşadığı ortamda yaptığı işe, göreve ekolojik nişadı verilir. Bir organizmanın ekolojik nişi; bu organizmanın hangi canlılarla beslendiği, hangi canlılar tarafından yenildiği ile çevresinin biyolojik, fiziksel ve kimyasal yapısını nasıl etkilediği gibi özellikleridir.
BESİN ZİNCİRİ VE BESİM AĞI
Bir komünite içinde, enerjinin taşınabileceği organizmalar dizisine besin zinciri, karmaşık olarak birbirine girmiş çok sayıda besin zincirinin tümüne besin ağı denir.
Her besin zinciri veya besin ağı, komünite için Üretici olan ototrof organizmalar (genelde yeşil bitkiler) ile başlar. Her besin ağı veya besin zinciri her düzeyde, genellikle bakteri ve mantar gibi çürükçül organizmalarla (ayrıştırıcılar) sonlanır.
Canlılar beslenme özellikleri bakımından üçe ayrılırlar:
I. Ototrof canlılar
II. Heterotrof canl ılar
III. Hem ototrof hem heterotrof canlılar
I. Ototrof canlılar (üreticiler): Basit inorganik maddelerden organik madde sentezlerler.
Kullandıkları enerji kaynağına göre iki gruba ayrılırlar.
a. Fotosentetik ototroflar: Organik besin sentezinde güneş enerjisini kullanırlar.
Örnek: Algler,Yeşil Bitkiler,Bazı Bakteriler
b. Kemosentetik ototroflar; organik besin sentezinde çevrelerindeki bazı inorganik bileşikleri okside ederek sağladıkları kimyasal enerjiyi kullanırlar.
Örnek: Demir, Nitrit,Nitrat, Sülfür ve Metan bakterileri.
II. Heterotrof canlılar (tüketiciler): besinlerini dış ortamdan hazır olarak alırlar.
Besinlerini alma biçimlerine göre üç grupta incelenirler.
a. Holozoik beslenenler; besinlerini katı parçacıklar halinde alıp sindirim organlarında sindirebilen canlılardır. Sindirim sistemleri, duyu organları, kas ve sinir sistemleri
gelişmiştir. Aldıkları besin türüne göre otçul (geviş getiren memeliler. kemirgen memeliler gibi), etçil (aslan, kaplan gibi). hem otçul hem etçil (ayı, domuz gibi) olarak gruplandırılırlar.
b. Çürükçül beslenenler (saprofitlik); sindirim enzimlerini hücre dışına salgılayıp ölü organizmaları yapıtaşlarına kadar parçalayıp, monomer halinde hücreye alırlar.
Örnek: Maya mantarları ve Bazı bakteriler.
c. Birlikte yaşama (simbiyozluk): farklı türe ait iki canlının birlikte yaşaması ve beslenmesidir. Yararlı birlikler ve zararlı birlikler olmak üzere iki grupta incelenir.
Madde Döngüleri
Hayatın devamı için gerekli olan maddelerin ekosistem içinde canlılar ve cansız çevreleri arasındaki dolaşımına ekolojik madde döngüleri denir. Bu döngülerin biyolojik, kimyasal ve jeolojik etmenleri olduğundan biyojeokimyasal döngüler de denir.
Su Döngüsü
Suyun litosfer (taş küre), hidrosfer (deniz ve tatlı sular) ile atmosfer arasındaki hareketine su döngüsü denir.
Okyanus, deniz, göl veya kara yüzeyinde bulunan su kütleleri iklimin etkisi ile su buharına dönüşmektedir. Atmosferdeki hareketlerin etkisi ile yer değiştiren su buharı başka alanlarda yoğunlaşarak yağışa dönüşmekte ve tekrar yüzeye inmektedir.
Su döngüsünde en önemli aşama suyun gaz hale geçmesi olayı yani buharlaşmadır. Atmosferdeki nemim %90’ı okyanus deniz ve göllerden buharlaşma ile sağlanmaktadır.Bitkilerin yüzeyinden su moleküllerinin atmosfere karışması terleme olarak adlandırılmaktadır.
Su buharının gaz halden sıvı hale geçmesi olayı yoğuşma olarak adlandırılır. Önce yoğuşan su buharı, sıcaklığın düşmesiyle yağışa dönüşmektedir. Yeryüzüne inen su kütlesinin yüzeydeki hareketine yüzey akışı, yer altındaki hareketi ise yer altı akışı olarak adlandırılır.
Karbon Döngüsü
Karbon doğada hem mineral biçiminde (kömür, elmas, gaz olarak veya suda çözünmüş durumda karbon dioksit olarak) hem de organik (canlıların yapısındaki karbonhidratlarda, proteinlerde vs.) biçimde bulunur.
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler oksijenli solunum yaptıklarında atmosfere CO2 gazı verirler. Kömür, petrol ürünleri gibi fosil yakıtların yakılması ve orman yangınları da atmosfere CO2 salınmasını sağlar. Bu CO2 fotosentez yapan yeşil bitkiler tarafından alınır ve besin üretiminde kullanılır. Böylece CO2 deki karbon yeniden canlılara geçer bu canlıların ölmesiyle toprağa karışan karbon fosil yakıtların oluşmasına neden olur. Yine deniz ve okyanuslarda çözünen CO2 kireç taşı oluşumuna neden olmaktadır; fotosentez ve solunum olayları deniz ve okyanuslarda da gerçekleşir.
Azot Döngüsü
Atmosferdeki azotun canlılar tarafından kullanımı ve tekrar atmosfere dönmesi olayına azot döngüsü denir.
Azot, canlılar için en önemli yapı maddesi olan proteinlerin yapısında bulunduğu gibi ATP, nükleik asit ve vitamin gibi organik maddelerin yapısına da katılır. Azot bağlayıcı bakteriler, havadaki azot gazını bitkilerin kullanabileceği azot tuzlarına dönüştürür.
Bitkiler topraktan aldıkları nitrat (NO3 —) gibi azot tuzlarını fotosentez tepkimelerinde kullanarak organik besinleri (amino asit gibi) üretirler. Hayvanlar ise azot ihtiyaçlarını beslenme yoluyla bitki ve diğer hayvanlardan karşılarlar.
Ölü bitki ve hayvanlardaki ya da organizmaların atıklarındaki azotlu organik bileşiklerin ayrıştırıcılar tarafından parçalanması ile amonyak (NH3) ya da amonyum (NH4 +) iyonları oluşur.
Amonyak ve amonyum iyonlarının kemosentetik bakterilerin faaliyeti sonucunda nitrata (NO3 —) dönüştürülmesine nitrifikasyon denir. Toprakta bulunan nitrit ya da nitratın bakteriler tarafından atmosferdeki azot gazına dönüştürülmesine denitrifikasyon denir.
Oksijen Döngüsü
Oksijen atmosferde üç şekilde bulunmaktadır. Bunlar atomik oksijen (O), moleküler oksijen (O²) ve ozon (O³)’dur.
Moleküler oksijen solunum için gereklidir. Ayrıca oksijen hidrojen, sülfür, karbon ve fosfor gibi maddelerle bileşim halinde gelebilmektedir. Ozon, Güneş’ten gelen ultraviyole ışınlarını tutmaktadır.Oksijenin en önemli kaynağı fotosentez yapan bitkilerin oluşturduğu oksijendir. Ayrıca atmosferdeki su molekülleri fotoliz yoluyla ayrışarak oksijen üretimine katkıda bulunmaktadır.
Oksijen canlı solunumu, yanma ve organik maddelerin çürümesi esnasında tüketilmektedir.
Ekosistemi Etkileyen Faktörler
Canlılar üzerinde etkili olan faktörler Abiyotik ve Biyotik faktörler olarak ikiye ayrılır.
Abiyotik Faktörler (Cansız Varlıklar)
Abiyotik faktörler, canlıların yaşamlarını devam ettirebilecekleri çevresel koşulları ifade eder.
. Işık, iklim, sıcaklık, su, ortam pH’sı, toprak ve mineraller canlıları etkileyen abiyotik faktörlere örnek olarak verilebilir.
. Her canlı türü için abiyotik faktörlerin alt ve üst sınırları vardır. Bu iki sınıra tolerans sınırları denir.
Biyotik Faktörler (Canlı Varlıklar)
Bir ekosistemde bulunan canlı varlıkların hepsine biyotik faktör denir. Biyotik faktörler ekolojik nişlerine göre üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar olmak üzere üçe ayrılır.
Üreticiler: İnorganik maddeleri organik maddelere dönüştürerek kendi besinini üreten canlılara üretici (ototrof) canlılar denir.
Güneş enerjisini kullanarak kendi besinini üreten canlılara fotoototrof denir.
Örnek: Bitkiler, Algler, Öglena,Arkeler Bazı bakteriler
İnorganik maddelerin oksidasyonu sırasında açığa çıkan kimyasal enerji yardımıyla kendi besinini üreten canlılara kemoototrof denir.
Tüketiciler: Kendi besinini üretemeyen, bulundukları ortamdan hazır alan canlılara tüketici (heterotrof) canlılar denir. Hayvanlar ve mantarların tamamı bu gruba girer. Ayrıca bakteri ve protistlerin çoğu da tüketici olarak beslenir.
Ayrıştırıcılar: Organik atıkları inorganik maddelere çevirerek, yeniden ototrofların kullanımına sunarlar. Bu yüzden madde döngülerinde önemli bir göreve sahiptirler. Saprofit olarak da adlandırılır.
Örnek: Mantarlar, Bazı bakteriler, Toprak solucanı vb.
Besin Piramidi
*Besin piramidin tabanında üreticiler yer alır. Üreticilerin biyokütlesi çok fazladır. Bu sebeple tabanda geniş bir alanı oluşturur.
*Üst basamaklara çıktıkça biyokütle azalır.
*Üst basamaklara çıkıldıkça aktarılan enerji azalır
*Üst basamaklarda canlı sayısı azalır, canlının vücut büyüklüğü artar.
*Besin piramidinin üst basamaklarına çıkıldıkça canlı organizmalarca ayrıştırılamayan zehirli maddelerin dokularda birikimi artar.
Hiç yorum yok
Sizleri daha ilerilere taşıyabilmek için burdurdayız