İnsan davranışları ve sosyal çevre Final
🕳️ Haz ilkesi➡️organizmanın acı ya da ağrıdan kaçarak haz aramasını gösterir. Haz ilkesi doğuştan vardır. Amacı doyuma ulaşmak ve haz sağlamaktır.
🕳️ Gerçeklik ilkesi➡️ organizmanın gereksinimlerinin dış gerekçelere göre etkilenmesini ya da doyurulmasını sağlar doğuştan yoktur
Yaşam boyu gelişim
4 Ana aşama;
🦿Bebeklik ve çocukluk
🦿Ergenlik
🦿Genç ve orta yaşlı yetişkinlik
🦿Geç yetişkinlik
Freud'a gören kişinin oluşumuna yön veren üç Temel kavram bulunmaktadır bunlar;
🅰️ Bilinç sınıflanması (topografik kişilik kuramı)
🅱️ Yapısal kişilik kuramı
🆑 Psiko-seksüel gelişim dönemidir
Bilinç Sınıflaması
Bilinçdışü ile dürtülerin farkındalık dışında geliştiği zihnin süreçleridir
✅Bilinç, farkında olduğumuz yaşantıların bulunduğu yerdir. Organizmanın iç ve dış dünyada olan bitenlerin farkında olabilmesi, seçilebilmesi, algılayabilmesi gibi.
✅ Bilinç öncesi bilincinde olmadığımız (o anda farkında olmadığımız) ama biraz düşünceye de ufak bir çabayla hatırladığımız ya da bilince çıkarabildiğimiz yaşantıların bulunduğu yerdir. Örneğin; telefon numarasını hatırlamak.
✅ Bilinç dışı ise bilincin dışında olan ve özel bir takım tekniklerle bilince çıkarılabilen yaşantıların bulunduğu yerdir. Diğer bir deyişle 1 tehdit eden uzaklaştırılması gereken duygu ve yaşantıları içeren kısımdır örneğin; hoşa gitmeyen toplumca onaylanmayan duygu düşünce istek ve arzular
Yapısal Kişilik Kuramı
Freud'a göre topografik kişilik kuramı, yapılan zihinsel içerikleri ve süreçleri açıklamak için yetersizdi ruhsal aygıtla ilgili görüşlerini yeniden düzenleyerek 1923'teki 2 varsayımı olan yapısal varsayım mı öne sürdü. Buna göre ruhsal aygıt üç soyut yapıdan oluşmaktadır;
1️⃣ Üst benlik (Süper Ego)
2️⃣ Benlik (Ego)
3️⃣ Alt benlik (id)
Pisikanalitik kuramda tedavi
Tedavi teknikleri
A) Serbest çağrışım
B) Rasidance
C) Yorumlama
Serbest çağrışım ➡️ psikanaliz tedavisinin temel taşıdır
Residance➡️ tedavinin ilerlemesini engelleyen her türlü tepki bir direniş belirtisidir.
Yorumlama ➡️ analistin kullandığı en önemli tedavi aracıdır.
FRUED, PSİKODİNAMİK YAKLAŞIM ve ANKSİYETE
Freud'a göre insan davranışlarının tümü uyum yapmaya yönelik bir amaç taşır. Hiçbir davranış rastlantısal değildir. Organizmanın yaptığı her şey yaşamı sürdürme çabasının farklı bir biçimidir. Anksiyete, egonun tehlikeden kaçış yollarının bir anlatımı olduğundan, yukarıda tanımlanan üç tür tehlikeye karşı üç tür anksiyete geliştirilir.
Gerçeklik anksiyete
Ahlaksal anksiyete
Nevrotik anksiyete
Ego anksiyeteye karşı koruyucu bir savunma geliştirmektedir. Savunma mekanizması, gerçekliğin bilinçaltına itilmesi, kabullenilmemesi ve yalanlanmasıdır.
SAVUNMA MEKANİZMALARI
Freud normal hayata ilişkin birçok şeyi idden kaynaklanan bu korkunç malzemenin bilince çıkmasını önlemek üzere yaptığımız farklı şeyler temelinde betimlemiştir ve Freud bunları "savunma mekanizmaları" olarak adlandırmıştır. Bunlar;
• Yüceltme Savunma Mekanizması
• Yer değiştirme Savunma Mekanizması
• Yansıtma Savunma Mekanizması
• Gerileme Savunma Mekanizmamız
SIGMUND FREUD
1️⃣Kişilik gelişimini 5 dönemde incelemiştir.
2️⃣Kişilik gelişiminde temel belirleyicinin 0-5 yaş arası olduğunu ve kişiliğin ergenlik yıllarıyla birlikte kazanıldığını savunmuştur.
3️⃣Kuramında cinsellik öğesini ön plana çıkartmıştır.
4️⃣Bir dönemde başarılamayan özelliğin, o döneme saplantı oluşturduğunu belirtmiştir.
5️⃣Gelişimde en kritik dönemin 3-5 yaş arasında (Fallik Dönem) olduğunu belirtmiştir.
6️⃣Gelişimi büyük oranda biyolojik altyapı ile ele almıştır.
PSİKO-SOSYAL GELİŞİM KURAMI
• Erikson, kişilerin sekiz dönem içerisinde psiko-sosyal gelişimi tamamlandığını ifade etmektedir.
• Bu gelişim dönemlerinin özelliği her dönem de birisi olumlu diğeri ise olumsuz olan iki özellikten hangisinin kazanıldığı ya da kazanılmadığıdır.
• Bu dönemler, birbirlerinin üzerine kurulmakta ve yaşam boyunca kişinin sahip olacağı özelliklere etki etmektedir.
PSİKO-SOSYAL GELİŞİM KURAMI
Erikson'un Psiko-sosyal gelişim dönemleri;
⚡Temel Güvene Karşı Güvensizlik,
⚡ Özerkliğe Karşı Utanç ve Şüphe,
⚡Girişimciliğe Karşı Suçluluk Duygusu,
⚡Çalışkanlığa Karşı Yetersizlik Duygusu,
⚡Kimlik Kazanmaya Karşı Kimlik Karmaşası,
⚡ Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık,
⚡ Üretkenliğe Karşı Kendine Dönüklük,
⚡Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk.
Bağlanma Türleri 🅰️
Güvenil Bağlanma:
Anne odadan ayrıldığında rahatsız olsalar da olmasalar da anne geri döndüğünde hemen etkileşim kurmaya çalışırlar. Burada annenin odadan çıkmasıyla beraber bebeğin verdiği tepkiden ziyade, anne odaya geri döndüğünde bebeğin annesiyle etkileşim kurup kurmaması önemlidir.
2. Güvensiz Bağlanma:
Bu grupta bulunan bebekler, anne odadan ayrıldığında çoğunlukla rahatsızlık duymazlar, Rahatsızlık duysa bile yabancı kişi tarafından rahatlıkla sakinleştirilebilirler. Anne tekrar odaya girdiğinde onu görmezden gelme eğiliminde olurlar, Yani açık bir şekilde, anneleriyle etkileşim kurmaktan kaçınırlar.
Çelişkili Bağlanma
Bu grupta yer alan bebekler, anne tekrar odaya girdiğinde anneyle etkileşime girme noktasında drens sergilerier, Yani bir yandan anneyle etkileşime girmek ister, bir yandan da annelerine rahatsızlık verirler,
Düzensiz:
İlk üç gruptan herhangi birine girmeyen bebekler, düzensizleşme olarak adlandınlarlar. Bu bebekler çoğunlukla çelişkili tepkiler verirler
Öğrenme
Klasik Koşullanma
• Klasik koşullama: nötr bir uyarıcının doğal bir tepkiye yol açan uyarıcıyla eşleştikten sonra, tepkiye tek başına sebep olabilen bir uyarıcı haline gelmesidir
• Nötr uyarıcı: koşullanma öncesi tepki ortaya çıkarmayan uyarıcı
• Koşulsuz uyarıcı (UCS): doğal olarak öğrenme olmadan belli bir tepkiyi ortaya çıkaran uyarıcı
• Koşulsuz tepki (UCR): doğal olarak ortaya çıkan tepki
• Koşullanma sırasında nötr olan bir uyarıcı koşullu uyarıcıya dönüşür
• Koşullu uyarıcı (CS): öğrenme ve alıştırma sonucu oluşur
• Edinim: Nötr bir uyarıcı ile koşulsuz tepkiyi ilişkilendirmeyi öğrenme süreci
• Koşullu tepki (CR): koşullanma sonrası başta nötr olan uyarıcıya sonradan verilen tepki
---------------------------------------------------------------------
Sönme: önceden klasik koşullanmış bir tepkinin zamanla azalması ve artık ortaya çıkmaması.
• Kendiliğinden düzelme: kaybolmuş bir koşullu tepkinin belli bir dinlenmeden sonra ve koşullanma olmaksızın tekrar ortaya çıkması
• Kokain kullanan bir bağımlının, maddeyi çağrıştıran (pudra şekeri vb) bir uyaran gördüğünde tekrar maddeyi kullanmak istemesi
• Uyarıcı genellemesi: bir uyarıcıya karşı bir tepki koşullaması oluştuktan sonra benzeyen uyarıcılara aynı tepkinin verilmesi
Edimsel Koşullanma
Edimsel koşullama: Arzu edilen ya da edilmeyen sonuçlara bağlı olarak istemli tepkinin güçlendiği ya da zayıfladığını öğrenmedir.
Pekiştireç: Yapılmış bir davranışın tekrarlanma olasılığını arttıran bir uyarandır. (pekiştirme-süreç)
• Örn. bir köpeğe havladığı her zaman bir yiyeceği pekiştirici olarak verirseniz onu havlamaya koşullayabilirsiniz.
• Bu, pekiştirici kullanarak köpeğin havlamasını arttırma süreci pekiştirme olarak isimlendirilir.
• Ceza: Yapılan bir davranışın tekrarlanma olasılığını azaltan nahoş ya da acı verici uyaranlardır.
• Örn., köpeğiniz koltuğun üzerine her çıktığında üzerine su püskürtürseniz, su püskürtme ceza, koltuğa çıkma hareketini azaltma süreci cezalandırma olarak isimlendirilir.
•Birincil pekiştireç: yemek-sıcaklık- biyolojik ihtiyaçları karşılayan/
ikincil pekiştireç: para gibi biyolojik ihtiyaçların giderilmesinde aracı
• Olumlu pekiştireç: ortama eklendiğinde davranış tekrarını artırır.
• Örn., haftalık işçinin parasını alması, haftaya gelme ihtimalini artırır
• Olumsuz pekiştireç: yapılan bir davranışın ardından rahatsız edici (olumsuz) bir durumun ya da uyarıcının ortadan kalkması durumudur.
• Örn., arabalarda kemer takmama durumunda ötmesi ve susturmak için kemer takmak
• Olumlu ve olumsuz pekiştirmede davranışın tekrar edilme olasılığı artar
• Olumlu ceza: istenmeyen bir uyarıcı kullanar tepkiyi zayıflatma
• Örn., trafik cezasına uymayan kişiye ceza yazınıa
• Olumsuz ceza: hoşumuza giden bir şeyin bizden alınması
• Örn., ders notları düşük olan öğrencinin elinden telefonunun alınması
• Hızlı gittiği için insanlara çarpan bir sürücünün ehliyetinin elinden alınması
Olumlu ve olumsuz cezada yapılan bir davranışın tekrarlanma olasılığı azalır
PİAGET'İN AHLAK GELİŞİMİ
⚫ -Piaget, çocukların ahlak gelişimlerini anlamada, kuralları nasıl yorumladıklarını öğrenmenin önemli olduğunu düşünmüştür.
⚫-0-5 yaşları ahlak öncesi dönemdir. Bu nedenle oyunlarında,davranışlarında kuralları pek uygulamazlar.
⚫ -Ahlak gelişimini 3 dönemde incelemiştir.
⚫ a) Ahlak Öncesi Dönem (0-6 Yaş)
⚫ b) Dışsal Kurallara Bağlı Dönem (6-12 yaş)
⚫ c) Özerklik dönemi (12-+ yaş)
KOHLBERG'İN AHLAK GELİŞİMİ
• Kohlberg ahlaki gelişimi üç dönemde incelemiştir. Ve her düzey de kendisi içinde ikiye ayrılır.
a)Gelenek öncesi düzey
b)Geleneksel düzey
c)Geleneksel sonrası düzey
Çocukluk Dönemi ve Tarihi Önemi
Çocuklukta, çocuğun sağlıklı gelişimini engelleyen, iyilik halini bozan ve ihmal-istismara açık hale getiren ve tüm problemlerini ortaya çıkaran 'risk faktörleri şunlardır;
1) Çevresel Faktörler: yoksulluk, yetersiz kanunlar, yakın çevrede olumsuzluklar, zayıf aile-akraba bağları
2) Kişilerarası ve sosyal faktörler: ailedeki iletişim bozuklukları ve çatışmalar, zayıf anne-baba-çocuk bağları, yetersiz aile yönetimi, ebeveynlerde alkol, madde kullanımı, okul başarısızlığı, arkadaş gruplarında reddedilme, anti-sosyal arkadaş grubuyla ilişki kurma
• 3) Bireysel faktörler: Duygusal kararsızlık, yetersiz dürtü kontrolü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite
• Çocukta ruh sağlığı gelişiminin üç yönü vardır:
• 1- Psikolojik Gelişim: Çocuğun duygu, düşünce ve davranışlarındaki değişimleri içerir.
2- Bedensel Gelişim: Çocuğun atlama, zıplama, tutma gibi bedensel becerilerini kapsar.
• 3- Sosyal Gelişim: Çocuğun sosyal, kültürel ve ahlaki değerlerindeki değişmeler ve gelişmeler esas alınır.
Adölesan Dönemi
Adölesan (ergenlik) çağı: çocuklukla erişkinlik arasında yer alan, bedensel ve ruhsal alanda önemli değişikliklerin belirdiği, hızlı bir büyüme ve olgunlaşma çağıdır.
• Genel çizgileriyle 12-21 yaşları arasına rastlayan bu uzun geçiş döneminde, fizyolojik ve psikolojik gerginliklerin yanı sıra, yeni bir kimliğe doğru gitmenin yarattığı sıkıntılar da yaşanmaktadır. Zaten Batı dilerinde 'adolescence' diye bilinen bu dönemin sözlük anlamı büyüme' anlamına gelmektedir.
Ergenlik dönemi; biyolojik, psikolojik, zihinsel ve sosyal açılardan bir gelişme ve olgunlaşmanın yer aldığı, çocukluktan ergenliğe geçiş dönemi olarak, gencin vücudundaki değişiklikler, onu yeni vücut biçimiyle bir gösteriye, kimliğini yeniden ortaya koymaya zorlamaktadır.
Bu dönemde, çok belirgin bir şekilde büyüme ve fiziki değişimler görülmekte olup, erkeklerde daha anlamlı olmakla birlikte, her iki cinste de kas gücünde bir artış gözlenir.
Ergenlik, çocuklukla yetişkinlik arasında kalan, biyolojik, psikolojik ve cinsel gelişmeleri içinde barındıran bir 'ara dönem'dir ve ergenlik öncesi dönem, 10-12 yai aralığında olup, bu dönem kendi içinde üç kısımda incelenmektedir.
1- Ergenlik Dönemi/Puberte/Erinlik (11-15 yaşlar)
2- Orta Adölesan Dönemi (15-16 yaşlar)
3- Adölesanın Son Dönemi (17-19 yaşlar)
Hiç yorum yok
Sizleri daha ilerilere taşıyabilmek için burdurdayız